Konservatif Tedaviler

1)DİŞ ETİ ÇEKİLMESİ

Diş eti çekilmesi, diş etinin diş kökü üzerinden çekilerek, kök yüzeyinin açığa çıkmasıdır.
Yaşla beraber diş eti çekilmesi ihtimali artar. Çevresel ve genetik faktörlere bağlı da genç yaşta çekilmeler görülebilir.

• Çok sert kıllı diş fırçası kullanmak
• Diş etini ters yönde, şiddetli fırçalamak
• Dişlerin şiddetli düzeyde çapraşıklığı
• Hijyen eksikliğine bağlı yoğun diş taşı birikimleri
• Kontrol altına alınamayan şiddetli sistematik hastalıklar
• Sigara gibi etmenler diş eti çekilmesine neden olabilir

Hatalı yapılmış kaplama ve dolgular diş eti çekilmesinin temel sebeplerindendir. Diş eti hastalıkları yumuşak dokuda başlar, tedavi edilmezse dişi çevreleyen dokulara ve nihayet kemiğe ulaşır. İltihaba bağlı kemik erimesi sonucu, diş eti çekilmesi meydana gelir.
Diş hassasiyeti, plak birikimine bağlı ağız kokusu, estetik sorunlar, temizliği zor alanlar olduğu için çürüklere ve buna bağlı diş kayıplarına yol açar.

2)ESTETİK DOLGU

Estetik dolgu, dişlerde kompozit malzeme ile kişinin diş rengine sahip dolgu malzemesi kullanılarak daha doğal ve estetik bir gülüş tasarımı elde edilmesidir. Kompozit dolgu halojen ışıkla sertleştirilir ve dişe kimyasal olarak bağlanır Yapılan dolguların şekil ve renk olarak doğal diş formunda olması, dolgu sınırlarının belli olmaması, kişinin dolguyu kendi dişinden ayırt edememesi asıl hedef olup hastalar tarafından tercih edilir. Doğal dişlerimizin sertliğine daha yakın olduğundan ve dişlere kimyasal olarak bağlandığından dişteki muhtemel kırılmalara karşı daha koruyucudur.

3)AĞIZ KOKUSU

Ağız kokusu:ağızdan veya burundan gelen, hem kişiyi hem de çevresindekileri rahatsız eden nefesteki dayanılmaz kokudur.
Kötü ağız kokusu kişiler arası iletişimi olumsuz etkilediği gibi, kişide sosyal baskı ve özgüven problemleri oluşmasına da yol açmaktadır. Hatta ağız kokusu probleminden ötürü sosyal ve bireysel izolasyonlar da görülebilmektedir. Son yıllarda ağız kokusu ile ilgili çalışmalar artmış , tükürükte ve nefeste bakteriler tarafından üretilen uçucu sülfür bileşiklerinin (USB) direkt ölçümü geliştirilmiş, kokunun kaynakları ve sebepleri daha net olarak ortaya konabilmiştir.
Periodontal hastalıklardan sonra, diş hekimlerine yapılan en sık başvuru nedeni, ağız kokusudur.
Kötü ağız kokusu toplumda sıkça ve her yaşta görülmektedir. Yetişkinlerin en az %50’sinde hayatlarının bir döneminde, özellikle sabah kalktıktan sonra ağız kokusu yaşanır.
Yapılan araştırmalar, erkeklerde kadınlara oranla 3 kat daha fazla ağız kokusu olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, 20 yaş üzeri bireylerde de gençlere oranla 3 kat fazla gözlemlenmektedir.
Ağız kokusu sıklığı %50 gibi yüksek bir oranda rapor edilmesine rağmen çok az hasta tedavi için diş hekimine gelmektedir. Ağız kokusu problemi yaşayan insanların, bu durumun tam olarak farkında olmamalarına, ‘koku paradoksu’ denilmektedir. Halitozis tedavisi;ağız hijyenine dikkat etmek, diş ve dil fırçalamak, dişlerin arasını temizlemek, diş eti iltihaplarını tedavi ettirmek esaslarına dayanır. Ağız kokusu olan hastalar, öncelikle sigaradan uzak durmalı, zararlı gıdalar tüketmemeli, düzenli aralıklarla beslenmeli ve de diş hekimlerini en az 6 ayda bir ziyaret etmelidirler.

4)ENDODONTİ(KANAL TEDAVİSİ)

Dişlerde bulunan kök kanallarının tedavisiyle ilgili diş hekimliği dalıdır. Dişin mine ve dentin tabakalarının altında ‘pulpa’ adı verilen dişin canlılığını sağlayan damar ve sinirlerin bulunduğu bir bölüm vardır. Pulpanın herhangi bir sebeble iltihaplanması durumunda ; dişin sinirlerinin alınarak, kanalların sterilize edilip ,tekrar doldurulması gerekmektedir. Kanal tedavisi canlı dişlerde tek seans , canlılığını yitirmiş dişlerde ise genellikle iki seans olarak uygulanmaktadır.

5)AĞIZ DİŞ ve ÇENE CERRAHİSİ

A) 20 yaş dişleri

20 yaş dişleri ağızda en arkada yer alan dişlerdir. Ulaşılması ve görülmesi zor olan bir bölgede olduklarından dolayı fırçalanması ve bakımı diğer dişlere göre daha zor olabilmektedir. Yetersiz fırçalamaya bağlı olarak 20 yaş dişleri kolayca çürüyerek ağrılara ve ağız kokusuna yol açmaktadır.
20 yaş dişleri bazı durumlarda çenedeki yer darlığı sebebiyle çıkamazlar. Tam olarak gömülü şekilde kalabildikleri gibi diş etinin altında yarı gömülü kalarakta ağız ortamıyla ilişkili hale gelebilirler. Bu durumda diş etinden çıktıkları bölgede gıdaların sıkışmasına ve birikmesine yol açarak enfeksiyona neden olurlar. 20 yaş dişinin çevresindeki diş etinde şişlik ve kızarıklık, boyuna ve kulağa yayılan şiddetli ağrı, lenf bezlerinin şişmesi, ağız açma ve yutkunma sırasında ağrıya neden olan bu tabloya perikoronitis adı verilmektedir.
Tam gömülü 20 yaş dişleri ise önündeki dişleri sıkıştırabilir ve dişlerde çapraşıklık yaratabilirler.
Ayrıca komşu dişe baskı yaparak bu dişin çürümesine neden olabilirler. Uzun yıllar fark edilmeyen gömülü 20 yaş dişleri çene içerisinde büyük boyutlara ulaşan kistlere neden olarak ciddi sorunlara yol açabilirler.
Herhangi bir soruna yol açmasa bile diğer dişlerin düzgün sıralanmaları için 20 yaş dişlerinin ortodontik tedavi amacıyla çekilmeleri gerekebilir. Bu gibi sebeplerden dolayı 20 yaş dişlerinin lokal anestezi ile yalnızca bulunduğu bölge uyuşturularak çekimi gerekmektedir.
20 yaş dişlerinin çekimi çene cerrahları tarafından yapılmalıdır.

B) Çene Kistleri

Çene kistleri, ağız içinde herhangi bir yerde odontojenik (diş kaynaklı) oluşmuş kistlerdir. Ağrı veya şişliğe sebep olarak hasta tarafından fark edilebilir veya hiç fark edilmeden oldukça büyük boyutlara ulaşabilir. Çene kistinin bulunduğu bölgeye ve büyüklüğüne göre tedavi yöntemleri farklılıklar gösterse de ağız ve diş cerrahları tarafından alınmaları gerekir.
Odontojenik kistler genellikle iyi huylu yavaş büyüyen oluşumlardır ancak zamanında müdahale edilmediği takdirde çok büyük boyutlara ulaşıp sinüs, burun boşluğu, sinir gibi normal anatomik boşluklara zarar verebilir veya kötü huylu tümörlere dönüşüm görülebilir.Yapılan muayenede kistle ilişkili olduğu saptanan dişlere öncelikle kanal tedavisiyapılır. Kistin olduğu bölgede diş eti anestezik jellerle uyuşturulduktan sonra yine son derece ağrısız bir şekilde anesteziyle uyuşturulur. Kiste ulaşımın en kolay olduğu yerden diş eti kaldırılır ve mümkün olan en az miktarda kemik kaldırılarak kiste ulaşılır. Tüm sınırlarından temizlenerek dikişlerle kapatılır ve kalan sağlıklı kemik iyileşmeye bırakılır. Alınan parçanın ise patoloji laboratuvarında incelenmesi gerekir.
Çok büyük boyutlu olduğu saptanan çene kistlerinin genel anestezi altında alınması gerekir. Muayene esnasında doktorunuz işlemin nasıl yapılacağına karar verir.

C) Gömük dişler

Diş eti ya da kemik altında kalmış dişlere gömük dişler denir.20 yaş dişi, köpek dişleri ve küçük azı dişleri de gömülü kalabilirler. Ortodontik olarak (tellerle) yerlerine getirilemeyecek durumda oldukları saptandığında aynı şekilde operasyonla çene cerrahları tarafından çekilmeleri gerekmektedir..
20 yaş dişleri ağızda en sonda yer alan dişlerdir. Ulaşılması ve görülmesi zor olan bir bölgede olduklarından dolayı fırçalanması ve bakımı diğer dişlere göre daha zor olabilmektedir. Yetersiz fırçalamaya bağlı olarak 20 yaş dişleri kolayca çürüyerek diş ağrılarına ve ağız kokusuna yol açmaktadırlar.

D) ÇENE HASTALIKLARI TEDAVİSİ

Çene eklemi rahatsızlıkları, alt çeneyle üst çeneyi birbirine bağlayan çene eklemindeki kemiksel ve yumuşak dokularda görülen rahatsızlıklardır. Bu rahatsızlıkta sadece tıkırtı sesi gelmesi gibi basit semptomlardan çenenin kilitlenmesine kadar ciddi semptomlar gözlenebilir. Birçok nedenden dolayı meydana gelebilir. (kaza, yanlış tedaviler, stres, alışkanlıklar vb). Çene eklemi rahatsızlığı zaman içerisinde artarak devam eder. Bundan dolayı tedaviye ne kadar erken başlanırsa tedavi başarısı da o kadar artmaktadır.